SIZLERI COK SEVIYORUZ...!!!
13 Mart 2010 Cumartesi
13 Şubat 2010 Cumartesi
9 Şubat 2010 Salı
Dünya'nın en mutlu çiftleri kim..??
Dünya'nın en mutlu çiftleri kim..?? ADEM & HAVVA...Neden ?
1)Ademin de Havvanın da kaynansı olmadı..
2)Adem de Havva da aldatılmaktan korkmadı..
3)Havva hiçßir zaman kıyafetleri ile Adem'i çileden çıkarmadı..
4)Havva kız arkadaşlarını toplayıp akşama kadar dedikodu yapmadı..
5)Sewgililer gününü unutmaktan doğan kawgalar çı...kmadı...
6)Adem hiçßir zaman Havva'ya ''SEN DÜNYADA GÖRDÜĞÜM EN GÜZEL KADINSIN '' derken yalan söylemedi...
Dost
Üç çeşit dost vardır,. birincisi ekmek gibidir; her gün ararsın. ikincisi ilaç gibidir; lazım oldukça ararsın. üçüncüsü mikrop gibidir; o seni arar bulur.
Hayata Farklı Bir Bakış Açısı !!
Amerika'da bir adam lotodan bir milyon dolar kazanıyor,
arabasına giderken bir bayan kızının çok ağır, ölümcül bir hastalığa yakalandığını ve beş yüz bin dolar bulamazsa yarın kızının öleceğini söylüyor.
Adam hiç düşünmeden parasının beş yüz bin dolarını veriyor.
Ertesi gün bu olaya şahit olan biri, adama o parayı verdiği bayanın bir dolandırıcı olduğunu ve onu kandırdığını söylüyor. (adam gerçekten de kandırılmış)
Bu konuşmanın sonunda adam sadece gülüyor, Bu duruma barmen oldukça şaşırıyor. -Nasıl olur, kadın seni kandırdı hiç mi üzülmedin?
Barmenin aldığı cevap ilginçtir:
-Benim sevincim yarın ölecek bir kızın olmaması!
8 Şubat 2010 Pazartesi
6 Şubat 2010 Cumartesi
SİGARAMDA SANA BENZİYOR SEVGİLİM..
SİGARAMDA SANA BENZİYOR SEVGİLİM..
YAKTIĞIMDA BAŞLADIĞINI.
ATTIĞIMDA BİTTİĞİNİ HATIRLATIYOR BANA..
ZEHİRLİYOR.ZEHİRLİYOR AMA..
ZEVK VERİYOR.İNSANA...
Dostum...!!!
Karıncaya sormuşlar;
'' nereye gidiyorsun?'', '' dostuma'', demiş.
''Bu bacaklarla zor'' demişler.
Karınca; '' olsun, varamasam da yolunda ölürüm'' demiş..
Insan olmak...!!!
Vicdanlı ve dürüst olmak, “hesaplı” olmaktan iyidir bence.“Hesap” insanı makam sahibi yapar da, “vicdan” daha önemli bir işe yarar, insanı insan yapar.
5 Şubat 2010 Cuma
DOGRU SOZE NE DENIR...!!!! :))))
Bir kadının arkasından koştuğumuz sürece korkmaya gerek yok. Tehlike ona yetiştiğimizde başlar.
3 Şubat 2010 Çarşamba
2 Şubat 2010 Salı
Kadin Ne Ister..!!
Bu soru tabi ki, dünyanın en zor sorusu. Ancak,
kralın fazla bir tercih şansı yoktur.
Ülkesine geri döner. Türlü alimlere, bilir kişilere danışır
ama soruya tam bir doğru yanıt bulamaz.
Bu sorunun cevabını sadece yaşlı bir cadı bilmektedir.
Artık en son gün gelmiştir ve Arthur mecburen cadıya gider.
Cadı soruya cevap verecektir ancak bir şartı vardır.
Cadı cevap karşılığında Arthur'un yakın arkadaşı,
en iyi ve yakışıklı şövalyesi ile evlenmek istemektedir.
Arthur yıkılır ve bunu kabul edemeyeceğini söyler
ve cadının yanından ayrılır. Şövalye olanları duyar,
krala koşup hiçbir şeyin Arthur'un hayatından daha önemli
olamayacağını söyler. Ve cadıdan cevabı alırlar.
KADINLAR HER ZAMAN KENDI ÖZGÜR
İRADELERİYLE KARAR ALMAK ISTERLER.
Evet kesinlikle doğru olan bu cevap sayesine kralın
hayatı kurtulur ancak, şövalyenin hayatı sönmüştür.
Nihayet şövalye için en kötü an yani,
gerdek gecesi gelir. Ancaaaakk...Odaya girdiğinde
karşısında cadı yerine dünyanın en güzel kadınını görür.
Şövalye şaşırır ve sorar. "Sen kimsin?".
Kadın cevap verir:. "Ben evlendiğin cadıyım.
Ancak gündüzleri son derece çirkin ve geceleri
son derece güzel olurum. Ya da, gündüzleri
son derece güzel ve geceleri son derece çirkin olurum.
Nasıl gözükeceğime sen karar vereceksin".
Şövalye çok kısa bir süre düşünür.
Geceleri mükemmel bir sevgili mi yoksa
gündüzleri eşiyle beraber kazanacağı saygınlık mı?
Ve şöyle cevap verir: "Nasıl olmak istediğine sen karar ver
lütfen, ben senin her haline karşı saygılıyım."
Cadı bu karar karşısında çok sevinir. "Sen bana
seçme özgürlügünü verdin ve beni kısıtlamadın şövalyem.
Bu yüzden ömür boyu yanında güzel ve
saygılıbiri olarak gözükeceğim".
sonuç ?
KADINLAR, İSTER, SON DERECE GÜZEL...
İSTER, SON DERECE ÇİRKİN OLSUN...
HERZAMAN CADIDIRLAR ... :))))
AMA TATLI...
Politikaci...!!!
İki emekli parkta güvercinlere yem atıyorlarmış.
Birincisi: ‘- Şu güvercinlere ne zaman yem atsam siyaset adamlarımızı hatırlıyorum’ demiş.
Diğeri ‘- Neden?’ diye sorunca eklemiş:
Birincisi: ”- Yerde dolaşırlarken elimizden yiyorlar. Havalanınca da kafamıza ediyorlar…’
Dogru Soze Ne Denir?
BİRKAÇ SAAT MUTLU OLMAK İSTİYORSANIZ,İÇKİ İÇİNİZ.
BİRKAÇ GÜN MUTLU OLMAK İSTİYORSANIZ,SEYAHAT EDİNİZ
BİRKAÇ HAFTA MUTLU OLMAK İSTİYORSANIZ,EVLENİNİZ.
BİR ÖMÜR BOYU MUTLU OLMAK İSTİYORSANIZ,DOĞA İLE BAŞBAŞA KALIN.
BİR ÖMÜR BOYU BEDBAHT OLMAK İSTİYORSANIZ,POLİTİKA İLE UĞRAŞIN....
ipin hesabi...!!!
Zenginin biri ölümden ve kabirdeki yalnızlıktan çok korkuyormuş. "Öldüğüm geceyi kim kabre girerek sabaha kadar benimle geçirirse servetimin yarısını ona bağışlıyorum" diye vasiyet etmiş. Öldüğünde "Kim birlikte kabre girip sabahlamak ister?" diye araştırmışlar. Kimse çıkmamış. Nihayet bir hamal,
-Benim sadece bir ipim var, kaybedecek bir şeyim yok. Sabaha kadar durursam zengin olurum." diye düşünerek kabul etmiş.
Vefat eden zengin ile birlikte defnetmişler. Sorgu sual melekleri gelmiş. Bakmışlar kabirde bir ölü, bir canlı var. "Nasıl olsa bu ölü elimizde... Biz şu canlı olandan başlayalım" demişler ve hamalı sorgulamaya başlamışlar.
-O ip kimin? Nereden aldın? Niye aldın? Nasıl aldın? Nerelerde kullandın?" Sabaha kadar sorgu sual devam etmiş, adamın hesabı bitmemiş. Sabahleyin kabirden çıkmış.
- Tamam, servetin yarısı senin, demişler.
- Aman,demiş hamal, istemem, kalsın. Ben, sabaha kadar bir ipin hesabını veremedim. O kadar servetin hesabını nasıl veririm?
Hayatını ve hayatın içerisinde istifade edilen lütufların hesabını vermek hafife alıncak şey değildir
Farkinda Olmali
FARKINDA OLMALI İNSAN BİR DAMLACIK SUDAN YARATILDIĞINI, FARKETMELİ ANNE KARNINA SIĞARKEN DÜNYAYA NEDEN SIĞAMADIĞINI VE SONUNDA BİR METREKARELİK YERE SIĞMAK ZORUNDA KALACAĞINI FARKETMELİ, HENÜZ BEBEKKEN, DÜNYA BENİM DERCESİNE AVUÇLARINI SIMSIKI KAPALI OLDUĞUNU, ÖLÜRKENDE AYNI AVUÇLARIN HERŞEYİ BIRAKIP GİDİYORUM İŞTE DERCESİNE APAÇIK OLDUĞUNU FARKETMELİ. ..
Sonradan Ogrendim
"Ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim”
Zaman Ayirin
"Yaşamaya zaman ayırın, zira zaman bunun için yaratılmıştır…
Düşünmeye zaman ayırın, başarının bedeli budur…
Sevmeye zaman ayırın, güçlü olmanın kaynağı budur…
Etrafınıza bakmaya zaman ayırın,günler bencilliğinize yetmeyecek kadar kısadır…
Terbiyeli olmaya zaman ayırın, insan olabilmenin sembolü budur"…
31 Ocak 2010 Pazar
KORKUYORUM..!!!
Yağmuru seviyorum diyorsun,
Yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
Güneşi seviyorum diyorsun,
Güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...
Rüzgarı seviyorum diyorsun,
Rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...
İşte, bunun için korkuyorum;
Beni de sevdiğini söylüyorsun...
ERTELERSIN...ERTELENIRSIN...
Unutmak istersen an geçmeden unutursun, apansız… Unutmak istemiyorsan yahut unutmak zorundaysan unutman gerekeni yalnızca Ertelersin… Ertelenirsin…
Ertelenirsin hayata karşı çıkmış olduğun şu sahada hava muhalefetinden dolayı. Üşürsün… Çıkamazsın... Yüzleşemezsin hayatın ta kendisiyle. Yükseklere dikmişken gözlerini, sonlara oynarsın hep. Kendine çalım atarsın hayat karşısında… Saha kapattırır bazen hayatın insana yaptıkları… Yaptırdıkları…
Kimi kaçan gole üzülür, kimi gösterilmeyen kırmızı karta kimiyse verilmeyen taça üzülür. Ama sonuç hiç değişmez. İnsan olduğundan mıdır bilinmez 1-0 yenik başlarsın hayat karşısında aslında. Yetmez çünkü bazı şeyler için insan olmak. Çok iyi olmak, en iyi olmaya çalışmak... Sonunda fark yersin. Öyle bir FARK yersin ki; kendine attığın golün, inandığın şey uğruna yaptığın müthiş hatanın FARKINA bile varamazsın…
Ertelenirsin hayata karşı çıkmış olduğun şu sahada hava muhalefetinden dolayı. Üşürsün… Çıkamazsın... Yüzleşemezsin hayatın ta kendisiyle. Yükseklere dikmişken gözlerini, sonlara oynarsın hep. Kendine çalım atarsın hayat karşısında… Saha kapattırır bazen hayatın insana yaptıkları… Yaptırdıkları…
Kimi kaçan gole üzülür, kimi gösterilmeyen kırmızı karta kimiyse verilmeyen taça üzülür. Ama sonuç hiç değişmez. İnsan olduğundan mıdır bilinmez 1-0 yenik başlarsın hayat karşısında aslında. Yetmez çünkü bazı şeyler için insan olmak. Çok iyi olmak, en iyi olmaya çalışmak... Sonunda fark yersin. Öyle bir FARK yersin ki; kendine attığın golün, inandığın şey uğruna yaptığın müthiş hatanın FARKINA bile varamazsın…
30 Ocak 2010 Cumartesi
29 Ocak 2010 Cuma
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİRŞEY VAR
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
Ataol BEHRAMOĞLU
28 Ocak 2010 Perşembe
Kaydol:
Yorumlar (Atom)


























